İzmir’in Seferihisar ilçesine bağlı olan Ulamış Köyü, Ege’nin tipik özelliklerini yansıtan şirin mahallelerden biri. Beyaz badanalı evleri, dar sokakları, rengarenk duvar resimleri, zeytin ağaçlarıyla dolu olan bu köy, doğal güzellikleri, tarihi dokusu ve geleneksel yaşam tarzıyla ön plana çıkıyor. Bugünlerde ise düzenlenen etkinlikler, yerli ve yabancı ziyaretçilerin ilgisini yerel kültürünü canlı tutan köye çekiyor.
Köyün ekonomisi daha çok tarım ve hayvancılığa dayansa da 2009 yılında köyde açılan yerel üretici pazarı ile birlikte köyün yerel üretim geleneği canlanmış ve üretici kadınlar ön plana çıkmış. Karakılçık buğday ekmeği, armola peyniri, ev yapımı sabunlar, sirkeler, salçalar, zeytinyağı ve geleneksel yemekler gibi çeşitli ürünler, üretici pazarında satılıyor.
Satıcıların çoğunluğunu oluşturan kadınlar ise, girişimcilikleriyle bölgedeki üreticiliği canlandırıyor. Yerel ekonomiye olan katkılarına ek olarak yanısıra kadınlar, Ulamış’ın kültür mirasının gelecek nesillere aktarılmasını da sağlıyor.
65 yaşındaki Adalet Kahraman da dört yıldır karakılçık buğdayından ata ekmeği yaparak geçimini sağlıyor. Inside Turkey’e konuşan Kahraman, “Ulamış’ta doğup büyüdüm. Burada çalışıp yaşlandım, tüm hayatım burada geçti” diyor.
1. Görsel: Adalet Kahraman karakılçık buğdayından ata ekmeği yaparken. (Fotoğraf: Ezgi Yeşilbaş)
İlk başta sadece kendisi ve çocukları için küçük bir fırın kurarak ata ekmeği yapmaya başlayan Kahraman, ekmeklerini satmaya komşularının teşviği ve desteği ile karar vermiş.
Ata ekmeğinde buğday unu yerine kullanılan ata tohumu karakılçık, son yıllarda yeniden popülerlik kazandı.
Aşçı Taha Dinç ‘Karakılçık Ekşi Mayaya Dair Her Şey’ kitabında, “Lif içeriği zengin, kendine özgü tada sahip ve besin değeri yüksek olan karakılçık buğdayı, nesli tükenmekte olan bir buğdayken atalık tohumlarımızdan ekmek üretiminde en iyi sonuçların elde edilmesiyle diğer birçok tohumdan farklı bir konuma ulaşmış ve çiftçilerin en çok ektiği buğday hâline gelmiştir” diyor.
2. Görsel: Adalat Kahraman ve karakılçık buğdayından yapmış olduğu ata ekmekleri. (Fotoğraf: Ezgi Yeşilbaş)
Kahraman her gün pişirdiği on ekmeği düzenli müşterilerine satıyor:
“Eskiden hamuru leğende elim ile yoğururdum, bu daha zor ve yorucu oluyordu. Artık ekmeği makine yardımı ile yapıyorum. Telefondan sipariş alarak 20-30 kişilik müşteri grubuma ekmek yapıyorum ve köyde yaşamımı bu şekilde idare ediyorum. Ben yaparken mutluyum, arkadaşlarım da yerken mutlu.”
Adalet Kahraman’ın 46 yaşındaki kızı Aslı Esenli de annesi ve kendisini “İkimiz de üreten kadınlarız” sözleriyle tanımlıyor. Yaptığı işi çiftçilik, rençberlik olarak nitelendiren Esenli, köy pazarında kendi ürettiği sabunlarını, erişteleri ve sirkeleri satarak geçimini sağlıyor.
3. Görsel: Aslı Esenli, Ulamış köyünde motor sürerken. (Fotoğraf: Ezgi Yeşilbaş)
Inside Turkey’e konuşan Esenli, “Köyümüzde herkes çok çalışkandır çünkü hayat şartları belli. Köyde yaşıyorsan mutlaka bu işleri yapmak zorundasın” derken, köydeki kadınların sosyal faaliyetlere de etkin şekilde katıldığını, birçok kişinin el sanatları ve tiyatro gibi kurslarda aktif olduğunu da sözlerine ekliyor.
Köyde yaşayan yaşlı insanlara yardım etmeyi çok sevdiğini söyleyen Esenli her gün, dağdaki zeytinlerin diplerini temizleyip toplanacak ürün varsa onları topluyor, yaşlı komşularının hayvanlarına, tavuklarına bakıyor.
Köyde yaşamayı çok sevdiğini belirten ve “Toprak berekettir. Her şey topraktır, toprak olmasa köylü insan da şehirli insan da aç kalır. Bizim için toprak bir sevgidir” diyen Esenli, öydeki işlerinin yanı sıra Esenli, Ulamış Köy Tiyatrosu’nda da 5 yıldır aktif olarak rol alıyor.
İlk olarak Seferihisar Belediyesi’nin açmış olduğu tiyatro kursuna başlayan ancak ulaşım zorluğu nedeniyle ara veren Esenli, köyde de tiyatro kursunun açılması ile birlikte tiyatroyu hayatının bir parçası haline getirmiş.
5. Görsel: Suna Kalaycı el yapımı doğal sabunlarını yaparken. (Fotoğraf: Ezgi Yeşilbaş)
Esenli tiyatroyla olan ilişkisini, “5 yıldır gidiyorum, gidiş o gidiş bir daha da çıkamadım. Tiyatromuzun çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor. 86 yaşındaki halam da tiyatroda var, 75 yaşındaki Ayşe Teyze de oynuyor, onun torunu, kızı da oynuyor” diye anlatıyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Köy Tiyatroları birimine bağlı olan Ulamış Köy Tiyatrosu, “Yaşamın İçinden”, “Düğün Ya da Davul” ve en son sahneledikleri “Köyün Hanımları” adlı oyunları ile birçok farklı mekanda performans sergilemiş.
Tiyatro oyuncularının çoğunluğu kadınlardan oluşan Ulamış Köy Tiyatrosu, oyunlarında köy yaşamının detaylarını ve renklerini izleyiciye aktarıyor. Köy yaşamında etkili olan gelenekler, komşuluk ilişkileri, insan hikayeleri, arkadaşlık bağları ve yöresel kimlikler de sahnelenen oyunlarda önemli bir yer tutuyor.
Tiyatro kursu ilk açıldığında köydekilerin bu durumu garipsediğini, tiyatroya gittikleri
için köy halkının şaşırdığını ifade eden Esenli, “Bizi izledikleri zaman onlar da bu etkinliğin içine katıldılar ya da oyunları heyecanla beklemeye başladılar. Tiyatronun bize faydası çok kadınlar özgürlüklerini daha çok kazandılar, özgüvenleri arttı. Yapabilir miyim diye düşünmüyorlar, ‘ben bunu yaparım’ diyorlar” diye anlatıyor.
67 yaşındaki Suna Kalaycı da yerel üretici pazarında kendi ürettiği sabunlarını satıyor.
Kalaycı Ulamış’taki hayatını, “Ben çiftçiyim, üreticiyim, anneyim. Yaptığım işlerin hepsini severek yapıyorum, en çok da sabun yapımını seviyorum. Çünkü sabun yapmak bir kültürdür ve bu kültürü biz yaşatıyoruz” diye anlatıyor.
El yapımı doğal sabunların asidini zeytinyağının dip posasından elde ettiğini söyleyen Kalaycı, pek çok doğal ürün kullanarak ürünlerini çeşitlendiriyor. Lavanta, eşek sütü, keçi sütü, bal gibi doğal ürünler sık kullandıklarından.
Köy pazarında ve açmış olduğu Instagram hesabı üzerinden sabunlarının satışını yapan Kalaycı, çok üretip satma gibi bir amacı olmadığını, az ve öz ürün üreterek kaliteli ürünler çıkarmaya her zaman öncelik olarak gördüğünü söylüyor.
Köydeki kadınların üretim işine girmeleri ve bu konudaki isteklerini dile getirdiklerine köydeki aile yapısının da hep destekleyici olduğunu vurgulayan Kalaycı, “Eşim ve çocuklarım bu işler konusunda her zaman beni desteklediler ve daima yanımda oldular. Bana hiçbir zaman yapamazsın demediler, her zaman takdir ettiler” diyor.